31 Ocak 2016 Pazar

pretty woman



Welcome to Hollywood! What's your dream? Everybody comes here; this is Hollywood, land of dreams. Some dreams come true, some don't; but keep on dreamin' - this is Hollywood. Always time to dream, so keep on dreamin'.

(Yılbaşından önce arkadaşım Tuğba'yla yine dertlerimizden - onun erkek problemleri ve benim de hayal problemlerimden - bahsederken laf Julia Roberts'ın bu tam anlamıyla kültleşmiş filmine gelmişti. Tuğba ısrarla "dişil enerjimizi serbest bırakmaktan" söz ediyordu, bu kadar erkek egemen bir dünyada kendimizi bastırdığımızı, dişil enerjimizi kaybettiğimizi ve aslında bu ruhsal sorunlarımıza sebep olanın bu olduğunu söylüyordu. Bak dedi Pretty Woman'a, o filmdeki Julia Roberts'tan öğrenebilirmişiz. Ben o konuşmamız sırasında da filmi yüzyıllar sonra oturup izledikten sonra da Tuğba'nın neyi kastettiğini anlamadım tabi. O zaman da dedim ona, senin o dediğin dişil enerjimizi serbest bırakırsak bu ülkenin sokaklarında iki dakika hayatta kalamayız, boğazımıza bıçağı dayayıp, bir nehir kenarına bir ormana atıverirler mahvolmuş cesedimizi dedim. Hoş, o enerjiyi zerre kadar kullanmasak da yapıyorlar bunu, burası bir yaratık çiftliği çünkü. Neyse, bağlamdan sapmadan, demem o ki ben enerji falan bilmem. O muhabbetimiz sayesinde onca yıl sonra açıp bir daha izlemiş oldum bu şahane filmi. Önemli olan o.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...