Erkeklerin hayatlarında bir defa gerçekleşen sünnet, gurur verici bir tören malzemesidir. Düğün dernek kutlanır, aile paralar harcar; mekan tutulur, setinde asa ve tüylü bir şapka bulunan üzerinde “Maşallah” yazan bir bant bulunan garip bir kostüm alınır. İzmir’de bazı aileler sünnet için faytonla şehir turu bile attırır. Sünnet, erkekliğe geçişin ilk basamağı, işte böyle şanlı bir “şey”dir.İlkokulda yaz tatilinden döndükten sonra okulun ilk günü, ilk ders tahtaya çıkıp yazın neler yaptığımızı anlatırdık. Erkekler çıkıp sünnet olduklarını anlatırlardı, bizim almadığımız hediyeler ve tebrikler alırlardı. Birkaç yıl sonra, ortaokula geçtiğimizde, gururlu erkeklerin yerini okulda ilk kez regl olup dehşete düştüğü için koridorda köşelerde ağlayan utanan kızlar aldı. Bu “zor” durumdaki arkadaşı kurtarmak üzere bir kızlar ekürisi toplanır, öğretmene gizlice durumu aktarır, “ağlama canım” nidaları ve yatıştırmaları arasında “kutsal ped” kurbana ulaştırılırdı çoğu zaman. Böylece daha çocukken öğreniriz: Toplumca erkekliğe geçiş basamağı kabul edilen olay kutlanırken kadınlığa geçiş basamağı olarak kabul edilen ve öyle kesme biçmeyle de değil, doğa gereği vuku bulan olay saklanır ve hayatın geri kalanı boyunca her ay bir kere “hasta” olduğunu kabul etmen gereken bir vaka olarak kabul görür.Dünya nüfusunun yarısının başına her ay bir kez gelen bu “olay”ın sır perdesi, büyüdüğünde de aydınlanmaz üstelik. Herkesin bildiği o büyük sır, o çantada görülürse “rezil” olunacak tanıdık ped renkleri, iş yerlerinde koskoca insanların çeşitli cambazlıklarıyla saklana saklana tuvalete taşınır. Televizyonlar, sinemalar, sosyal medya şiddet ve cinsiyetçilikle doluyken, kadınların bedenleri meta halinde sunuluyorken, doğal döngünün bir parçası olan adet görme görmezden gelinmesi gereken bir acziyet olarak kalır. Reglden bahsetmek sadece bizde değil, tüm toplumlarda “iğrenç”, kimsenin duymak istemediği bir konudur. Yaz aylarında ünlü kadınları bikinileriyle “yakalayıp” izleriz, bacaklarına, popolarına yapılan zoomlar sayesinde ne kadar da “iğrenç” selülitleri olduğunu konuşuruz; ama birinin istemediği halde vücuduna zoom yapılıp cık cıklamayı ayıp bulmaz, bunun yanlış olduğunu konuşmayız mesela.
14 Nisan 2015 Salı
özür mü dileyelim
5Harfliler'deki "Çevreye Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Mü Dileyelim?" yazısından birkaç paragrafı paylaşmak istedim, bir faydası olur umuduyla:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eylülde
Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Joo Seo Yeon kızımız bir lisede beden eğitimi öğretmeni. Aynı lisede öğretmen olan Kim Mi Kyung'la tee ortaokul döneminden kankalar...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder