5 Nisan 2015 Pazar

itiner


Bu sabah sınava giderken, metrodan tam çıktığımda karşılaştığım manzarayı tanıyamadım. Daha önce geldiğimde metroya girdiğim yere benzemiyordu hiç. Yürümeye devam ettim, girişi tam 180 derece dönüp, yolun beni götürdüğü yere doğru yol almaya başladım. Tam o sırada, bir köşeyi dönünce, daha önce geldiğim ve tanıdığım yeri bulmuş oldum. O rahatlama ile serin sabah havasının içine doğru yürümeye devam ediyordum. Ve karşıdan görmeyi hiç beklemediğim bir yüz belirdi. Bundan 5 sene öncesinde bıraktığım bir yüz. Tek dönem gidip sonra bıraktığım tarih bölümünden bir arkadaşımla karşılaştım. O bölümdeki çocukları çok sevmiştim, hala da severim. Keşke bırakmak zorunda kalmasaydım, ya da ne bileyim bırakmayı seçmeseydim diyorum ama bunlar geçmişte kaldı. Ben artık arkama bakmıyorum. Ama gene de bu kadar güzel insanlarla tanışmamı sağladığı için minnettarım hayatımın o dönemine. Arkadaşımla neşe içinde sınava gireceğimiz okula yürümeye başladık, benimle karşılaştığında tam ters yöne yürüyordu, sayemde okulu bulmuş oldu desem yalan olmaz. Değişmiş, büyümüş bir genç kadınla karşılaştım böylece. O bıraktığım heyecanlı, deli kanlı, 18 yaşındaki çocuklar olamazlardı tabi hala. Mutlu hissettim sebepsiz. Onunla karşılaştığım için, o yarım saat bile sürmeyen kısa ama candan muhabbetimiz için. Öyle ılık bir gülümseme gibi. İnsanın içi ısınıyor, öyle bir mutluluk.
Sonrasında, okulun bahçesinde saatin gelmesini beklerken arkadaşımla, bu sefer de eski işyerinden çok sevdiğim bir amirle karşılaştım. Sabah sabah bu kadar tesadüf insanı sersemletebiliyor. Bilmiyorum, çok tuhaf hissediyordum kendimi sınava girerken. Eve dönüş yolunda düşündüm, belki de tüm bunlar, yaşadığım her şey bir şekilde birbirine bağlıdır. Her verdiğim yanlış karar, yaptığım seçim beni bir noktaya doğru götürüyordur ve bu yaşadığım her bir an da böyle noktaları gösteriyordur bana. Yani koskoca bir şehirde üçümüzün, bu yaşları alabildiğine farklı işleri okudukları bölümler oturdukları yerler farklı olan üç insanın aynı okulda sınava girmesi ihtimali nedir ki? Ve tam o metro çıkışını şaşırıp etrafını dolaşmak zorunda kalmam, tam o saatte arkadaşın ters yöne gidiyor olması, tam o yolda karşılaşmamız? Tüm hayatım koskocaman bir hikayeymiş ve bunlar da o hikayeyi en sonunda ulaştığı noktaya götüren yapıtaşlarıymış gibi hissettim. Bu kadar da her şey, ama hepsi, tesadüf olamaz ama değil mi? Bir şekilde bana mesaj vermeye çalışıyor olamaz mı bu koca hikaye? Yaşadığın her şeyi bir hiç uğruna yaşamadın, yaptığın her seçim yanlış olduğunu düşünsen de, seni çok çok uzaklara fırlattığını düşünsen de aslında yolculuğun için çok önemliydi deme şekli olamaz mı? Tüm saçma şeyleri yapmış olmam gerekiyordu hakikaten de. Oradan oraya savrulmam gerekiyordu. Yanlış üstüne yanlış yapmam gerekiyordu. Tüm o insanlarla tanışmam, tüm o hayatlara dokunmam, tüm o hikayeleri dinlemem gerekiyordu. Belki de gitmem gereken asıl yere gidebilmek için tüm bu yolculuğu yaşamam gerekiyordu. Gerekiyor hatta. Daha bitmedi, daha sürüyor, ulaşmak için daha çok vaktim var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...