22 Ekim 2012 Pazartesi

Patti Smith hayatını anlatmış, "Hayalperestler"

kitabın resmi Fil Uçuşu'ndan.
“kızlar ya kuaför ya da ev kadını oluyorlardı, erkekler de asker. Ben hiçbiriyle ilgilenmiyordum”
“Pek çok şey hayal ederdim. Mesela pırıl pırıl parlayacağımı... İyi biri olacağımı...Bir dağın doruğunda gözlerden ırak, bulutlar arasında oturup dünyayı döndüren tekerleği çevireceğimi... Biraz olsun etkim olacağını, bir işe yarayacağımı...” 
Diyor Patti Smith çocukluğunu, babasını, annesini, kardeşleriyle koştuğu çayırları, hayaller kurduğu yılları anlatırken Hayalperestler'de. Bu ve bunun gibi pek çok güzel cümle kuruyor, samimi sözler ediyor. Ama beni bir türlü memnun edemiyor. (ha o da buna çok üzülüyor, biliyorum orası ayrı)
Çoluk Çocuk'un çıktığını duyduğumda okuduğumda önceki sene, şimdi Johnny ile alakası olması dışında ne olduğunu tam olarak hatırlayamadığım bir sebepten dolayı dikkatimi çekmişti. Punk ile aram hiç iyi olmadı (ooo Peyton Sawyer'ı hep sevdim çok sevdim), Patti Smith'i de çok iyi bilmiyor olmam tuhaf kaçmıyor böyle bir durumda.
Ama gene de çok merak etmiş olmam Çoluk Çocuk'u kitapçıların rafında her görüşümde tutup incelememin ve bir iki okuma çabamın dışına çıkaramadı beni. Bir şekilde kütüphaneye falan gelirse okuyayım dedim, hadi bilemedik puanlarımı biriktirip alır da okurum dedim. O yüzden kütüphanenin yeni gelenler rafında gördüğüm anda Patti Smith'in adını, duraksamadım.
Bu yüzden de tamamen bodoslama dalmış oldum yazdıklarına. Patti Smith 1946 doğumlu Amerikalı bir "sanatçı". Bu "sanatçı" tanımının içine şarkı sözleri yazmayı, şiir yazmayı, kitap yazmayı, sadece resim de değil bir çok türden görsel sanatı ve daha çok tanındığı alan olan şarkıcılığı katmış bir insan kendisi. Özellikle punk rock türünde "şiir okur gibi", "konuşur gibi" şarkılar icra etmesi, pek meşhur.
Hayalperestler kitabını Smith esasında sipariş üzerine yazmış 90'larda. Domingo Yayınevi de bu sene mayısta Emre Ülgen Dal'ın çevirisiyle ufacık ama pek gösterişli bir halde bastı bizim için. Ki bu sayede de şömizin ne demek olduğunu, daha doğrusu o şekildeki kapaklar için kullanılan kelimenin o olduğunu öğrenmiş oldum (utandım evet, ama öğrenmiş oldum gene de olsun).
Beni memnun etmeyen tarafı ise sanırım tamamen hazırlıksız yakalanmış olmamdan dolayı oluşturduğu önyargının etkisi. İlk bakışta gayet dağınık, bütünlüksüz, ayrı ayrı cümleler sarfetmiş gibi geliyor Smith kitapta. Ama öyle değil, biliyoruz. Biliyoruz çünkü okudukça ve üstünde düşündükçe cümlelerinin, düşüncelerinin derinliğine inebiliyoruz. Biliyoruz çünkü o Patti Smith. Sanatın pek çok dalında, hele ki edebiyatta, oldukça yetkin biri olduğunu ve su götürmez bir bilgeliğe sahip olduğunu biliyoruz çünkü. İşte beni de deli eden tarafı bu oluyor. Aynı cümleleri Patti Smith olmayan biri yazmış olsa dönüp de elimizin kirini bile sürmeyiz. 100 sayfa bile olmayan bu kadar dağının cümleler bütününe 20 liraya yakın para ödemeyiz.
Biliyorum, ruh halim her şeye bakışıma yansıyor şu aralar. Yapacak birşey yok.
Patti Smith'in resmi sitesi, merak edenlere : http://www.pattismith.net/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...