Hafta başında gördüm filmi. Dünya üzerindeki diğer milyonlarca sinema delisi gibi aylardır, hatta belki yıllardır, bekliyordum Nolan'ın son sözünü. İzlediğim hemen hemen her şey hakkında birşeyler diyorum burada normalde ama bununla ilgili birşeyler yazmak istemedim, diyeceklerim "vaooovv, vooovv, uuu, hoooo" seslerinden başka birşey olmayacaktı çünkü. İnsanlar oturup hataları yazmış olabilirler, Marion Cotillard'la videolarca dalga geçmiş olabilirler ya da hıh deyip ikinci filmden çok aşağıda görüp durmuş olabilirler. Ama kabul edin, senelerce hor görülmüş, alay edilmiş, gün yüzü görmemiş süper kahraman uyarlamaları arasında bir Christopher Nolan çıkıp, Batman'i herşeyin üzerine taşıdı. "Büyük" filmler yapmakta üstüne olmamasının da bir etkisi olduğu kesin ama sonuçta ağlak bir Spiderman'le, gişeye gömülmüş-acayip dalga geçilmiş bir Superman'in arasında o böyle birşeyi başardı. Bize Christian Bale gibi bir Batman figürü armağan etti.
O yüzden filmle ilgili birşey demiyorum ben. Sadece o hala beynimin içinde dönüp duran müzikleriyle, sesleriyle ilgili şeyler gösterip gidiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ağustos '25 - Yeni Çıkanlardan Beğendiklerim
1 - The Rose (더로즈) – Trauma Tribeca film festivalinde gösterilen The Rose : Come Back to Me isimli belgeselin müziği olarak yayınlanan bir p...

-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...
-
Bu diziyi nasıl izlemeye başladığımın serüvenini geçenlerde " saçmalamasam da saçmalasam " yazımda anlatmıştım. O yüzden bu yaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder