28 Ekim 2017 Cumartesi

Ji Chang Wook aşkına: Suspicious Partner

Avukat olmak üzere son virajına giren Eun Bong Hee (esas kızımız-ki bundan sonra ondan Bonghee diye bahsedeceğiz) savcı yanı stajını yapmaya başlar. Bir yandan her sene (herkese çok soğuk davrandığı ve pek de insan canlısı olmadığı, tam bir işkolik olduğu ve habire herkesi suçlu ilan etmeye bayıldığı için) en kötü savcı seçilen savcı Noh Ji Wook'un (esas adamımız-ona da Jiwook diyeceğiz) yanında staj yapmaya çabalarken, bir yandan da onu sınıf arkadaşları ile aldatan eski sevgilisini ve onun yeni sevgilisini her gün görmeye katlanmak zorunda kalıyordur. Sonunda stajının bitimine gelmişken bir gece evden atıştıracak bir şeyler almak için dışarı çıkar Bonghee ama geri geldiğinde evinin ortasında, eski sevgilisini öldürülmüş olarak bulur. Eh tabi hemen her şey kabusa döner, Bonghee artık cinayet zanlısıdır ve davasına atanan savcı Jiwook'a rağmen masumiyetini kanıtlamaya çabalar.
"Suspicious Partner" Güney Kore'nin SBS kanalında 10 mayıs-13 temmuz 2017 arasında 40 bölüm olarak yayınlanmış bir dizi (her bölüm 30 dakika olduğundan gelin biz ona 20 bölüm diyelim). Tamamen bilinçli bir seçim sonucu izlemeye başladım ben diziyi. Bu Güney Kore dizilerini izlemeye başladığım ilk zamanlarda nette denk geldiğimde oha ne kadar da yakışıklı bir adam diyerek ağzım açık bakakaldığım Ji Chang Wook'un ismini bir kenara not etmiştim. Bir dizisini de deneyeyim de bakalım yakışıklı olduğu kadar yetenekli mi de, diyerek açtım bu diziyi ve izlemeye başladım. Hem en son oynadığı dizi olduğundan, hem de hikayesi öyle savcılı avukatlı cinayetli falan görünse de ilk etapta esasında romantik-komedi olduğundan keyifli bir şekilde izlerim dedim. Hakikaten de öyle çıktı dizi. Alabildiğine komik, eğlenceli, bol bol romantik sahneli. Ama öte yandan bir de ilginç suç, cinayet vakaları ve neredeyse finale kadar kendini izlettiren bir ana suç hikayesi de barındırıyor tüm bu eğlencenin içinde. Ki bu noktada hikayenin gidişatından bahsetmenin zamanı o halde.
diziler tarihinin en iyi oynanmış suçlusu
Hikayemiz yukarıda yazdığım gibi işlemediği bir cinayet üstüne kalan esas kızımızla açılıyor evet, ama bu süreç ilk birkaç bölüm boyunca yalnızca. Sonrasında kanıt yetersizliğinden serbest kalıyor ve hem kendini aklama süreci hem de hayatına devam etmeye çalışma süreci başlıyor. Tabi bu ilk olayımız sadece esas kızımızı değil, dizimizin tüm ana karakterlerini bir şekilde etkilediğinden, bu sürecin ardından yalnızca Bonghee değil diğer karakterleri de katıp kağıt destesine eli yeniden dağıtıyor hikaye ve öyle devam ediyoruz. Hikayenin omurgasını oluşturan bu ilk cinayet suçunun ilerleyişi ve çözümü bol twistli, öyle ki son dakikasına kadar twist yemeye devam ediyoruz. Ayrıca belki de son zamanların en şahane suçlu profilini çizen bir oyuncuyu izlemiş oluyoruz (kendisi Kim Hyung Kyu). O nasıl bir rol yapmak, o nasıl bir ruh haline bürünmektir, görmeniz lazım. Öyle ki sonlara doğru ağladığı bir sahne var, tüm hikayeyi, romantikliği komediyi esas kızı oğlanı zerre sallamıyor hale gelip, o sahne boyunca onunla katıla katıla ağlayabiliyoruz.
işte toplantı sahnesi mesela
Ardından dizinin esas grubunun tüm toplantı sahneleri ve bir araya geldikleri hemen her sahnede o inanılmaz dinamik ve enerji var. Avukat Ji Eun Hyuk, Başkan Byun, Dedektif Bang ve esas oğlanla esas kızımızın oluşturduğu bu grubun bir avukatlık bürosunun günlük toplantısı olmanın dışından her şeye dönüşen toplantıları belki de dizinin en güzel yanı haline geliyor. Her bir oyuncunun komedi zamanlamaları ve mimikleri muhteşem. Hikayenin bir diğer komedi grubunu ise esas oğlan ve kızımızın anneleri oluşturuyor. Bu iki annenin ekrana geldiği hemen her sahne bir ayrı güzel. Zaten sanırım bu kore dizilerini diğer ülkelerin işlerinden ayıran asıl yapı bu. Yani tek tek karakterlerin hikayelerindense bir aradayken oluşturdukları dinamiklere odaklanılması. Olay örgüsü aşırı karmaşıkmış gibi görünüyor mesela her dizide ama aslında hikaye olaylar üzerinden değil, oyuncuların gruplar halinde oluşturdukları örgüden ilerliyor. Bu durum içinde oynayan oyuncular bir de iyiyse, dizi tadından yenmez hale geliyor.
ben bu tipin aynısıyla bir adet JCW bulamıyorum, zalimsin dünya.
Ki Suspicious Partner'da da bunu görebiliyoruz. Çoğunlukla. Yani esas oğlan ve esas kızımızın ikilisi çok güzel uymuş (içimi acıtsa da bunu demek zorundayım, yani JCW'a resmen aşık olmuş olsam da bu dizide kabul etmek gerek dizi içinde esas kızı canlandıran Nam Ji Hyun ile uyumlu bir çift olmuşlar. Ama kızı beğenmedim tek başına, onu da derim bakın.). Romantizm konusunda haklarını teslim etmek gerek. Esas oğlanımızla eski-yeni-nefret ettiği-ama yine de sevdiği kankası olan adamımız arasındaki "bromance"de tadından yenmez vaziyette. Dediğim gibi büro grubu, anne ikili, daha sonra oluşan savcı kadınlar ikilisi,...bunların hepsi pek keyifli dinamikler oluşturuyor. Bir de hepsinin çevresinde habire dönen bir suç çözme, mahkemeler süreci de tempoyu ayakta tutmaya çalışıyor.
savcı kadınlar kardeşliği :)
bromance'in güzelliği
Ama bir noktada bir de bakıyoruz ki sıkılmışız. Onca güzel dinamiğe, oyunculuğa rağmen tempo ortalara doğru düşüyor, diziye bir yerden sonra yalnızca kendi sebeplerimiz için devam eder hale geliyoruz. Yine de ben birçok sefer ara verip verip geri başladım. Yani öyle aman devam edeyim ne olmuş diye merak etmeyi bırakıp, günlerce ara verip sonra neyse tamam bitireyim bari diyerek geri açtım. Aslında açınca, izlemeye başlayınca o keyfi alıyordum, ama açana kadar içimde o isteği duyamıyordum. Dizi o hale getiriyor yani bir noktadan sonra. Her ne kadar keyifli, eğlenceli, güzel yazılmış, iyi oynanmış olsa da arada bir şeyler tekliyor demek ki. Hele bir de resmen 38.bölümde hikaye açısından final yaptıktan sonra 39 ve 40.bölümlerde sırf biz "dişi izleyiciler" için yazılmış gibi duran bir final izlettikten sonra diziyi çok da ciddiye alamıyorum. Demek istediğim tüm o izlediğim hikaye esasında 38.bölümde gayet de güzel bir şekilde toparlanıp, nihayete erdirilmiş. Ama son iki bölüm, o son bir saat sadece romantik bir kadın düşü gibi.
savcı Jiwook, avukat Bonghee, avukat Ji Eun Hyuk üçlümüz
Yine de izlediğim için mutluyum çünkü JCW'yi onca saat ekranımda en hoş halleriyle, en komik halleriyle ve sesiyle izlemiş olmak memnun ediyor beni. Bir de keyifli bir hikaye izledim, her ne kadar yarısından sonra sıksa da.
hiç adil değil bu :(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...