14 Mart 2017 Salı

ağlamaktan hep

Niye ya? Niye, neden gene? Haftasonunu yine abimlerde çocuk bakarak geçirmişim zaten, gram enerjim kalmamış, kafam allak bullak, hayattan nefret eder hale gelmişim, üstüne bir de abimin yine yalvar yakar bu gece de kal mesai uzayabilir mesajlarına da hayır kalamam demek için kendimi ittire ittire yerlerde sürünmüşüm, yengem bir taraftan aa niye gidiyorsun bu hafta da burada kal diyor, ufaklık ağlıyor çılgınca gitmeeee gitmeeee diye, kendimi paramparça hissederek çıktım evlerinden. Kendimi evime zor atmışım, içim dışım paramparça zaten.
Üstüne...Dün akşam bilgisayarı düşürdüm. Öylece, yere. Ekran gitti bu sefer de. Daha diskinin değişmesi için 250 lira vereli, formatı yiyeli 2 ay olmamışken bu kez de ekran gitti. Mal mal baktım öyle bir süre. Başında dikildim baktım. Neyim var benim ya. Neden oluyor bunlar bana? Harbiden o kadar gerizekalı mıyım ben ya?
Sabah erkenden fırlayıp gittim geçen sefer de götürdüğüm bilgisayarcıya. Elinde sıfır ekran yoktu ama yarınki derse götürebilirim bilgisayarı diye idareten kendi deneme ekranını taktı, geldim eve. Ama kafayı yemek üzereydim. Neden bana oluyordu bunlar? Neden hayatım bir türlü yoluna girmiyordu? Neden beceremiyordum ben yaşamayı? Neden her günüm ayrı bir salaklık yüzünden saatlerce ağlayarak geçiyordu? Tabi ben tüm bu karanlığımın içinde debelenirken Nagi aramış bir ton. Mesaj atmış. Cumartesiden beri grupta dönen muhabbetlerde falan hiç sesim çıkmayınca endişelenmiş. Gün boyu cevap alamayınca daha da endişelenip, Ferda'ya Özgür'e aratmış bir de. Ben kendimi halılara atmakla, kafamı duvarlara vurmakla meşgul olduğum için akşamüstü ancak geri aradım onu. Sonra telefonda karşılıklı foşur foşur ağlamaya başladık. Kapattıktan sonra bu sefer de onu bu kadar üzdüğüm için bir ton ağladım, kendimden nefret ettim. Şu an yine durduramıyorum kendimi, ağlayıp duruyorum ama elimden bir şey gelmiyor, engel olamıyorum. Kendimi mutsuz ettiğim gibi herkesi endişelendiriyorum. Beni seven insanlara bir türlü layığıyla karşılık veremiyormuş gibi hissediyorum. Daha da kötü hissediyorum. Sanki herkes hayatına devam etmiş, bir şekilde kendi yoluna gitmiş, bense öylece ortada kalmışım gibi. Sadece işsiz olmamdan falan bahsetmiyorum, tamamıyla hayatımdan bahsediyorum. Tamamen açıkta kalmışım, ne olduğum ne ettiğim nereye gittiğim belirsiz. Hiçbir şey yok elimde. Kendim için istediğim yollar olmasa bile herkesin bir yol bulmuş olması bu yüzden daha da koyuyor. Ben nerede yanlış yaptım diyecek gibi oluyorum ama sonra hemen vazgeçiyorum. Çünkü doğru yaptığım hiçbir şey yok. Koskoca bir hataymışım gibi hissediyorum. Yanlışım, çalışmayan işlemeyen bir işe yaramayan kocaman bir yanlış. Aslında doğmaması gereken bir yanlış. Zaten ölecekmişim içerde, zorla hayatta tutmuşlar. Ölmem gerekiyormuşsa demek. Hiç doğmamam. Doktorun hatası işte. Yaşatınca zorla, evren de ne yapacağını bilemiyor haliyle benimle. Öylece salak salak dolanıyorum ortalarda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...