20 Mart 2016 Pazar

aklımı mı kaçırıyorum kafayı mı sıyırıyorum

İnsanlar nelerle uğraşıyor ben neyle uğraşıyorum? Valla içim böyle taştı taşacak. Şu ortamda, ruh halinde hiç önemi yokmuş gibi gelen ödevleri yetiştirmeye uğraşıyorum. Çünkü yapmazsam karşılarına çıktığımda hocaların tepkisini hayal edebiliyorum. Çünkü sanırım onlarla aynı evrende, boyutta yaşamıyoruz. Ama son bir haftadır, işte malum şeyden beri evden çıkamıyorum, gitmem gereken yerlere gidemiyorum, hayatımı sürdürmemi sağlayan şeyleri yapmak için bulunmam gereken yerlerde bulunamıyorum. Son bir haftadır kütüphanede çılgınlar gibi kitapları karıştırıyor olmam gerekiyordu, gidemedim, gidemiyorum. Yarın, salı günkü dersten önceki son şansım kütüphaneye gidip, sunumumu bitirebilecek materyale ulaşabilmem için. Ama yarını da olabilecek en salak gün haline getirdiler. Yarın tüm gün deliler gibi o kütüphanede oturup, milyonlarca şeyi incelemem, okumam, sonra da sunum hazırlamam gerekiyor ama nasıl gideceğimi bilmiyorum. Gitsem nasıl döneceğimi ya da. Hatta gittim diyelim tüm gün orada açlıkla nasıl baş edeceğimi de. Çünkü yemek yemek için merkezi bir yere gitmem gerekiyor ve gitmemeliyim. Olur da şansım yaver gider patlamazsa hiçbir yer, bu sefer de olayların çıkması olasılığı çok yüksek. Ki bu durumda da eve dönmek için tüm o cehennemin içinden geçmem gerekecek. Ha bir de aslında 3 kütüphane var işime yarayan ve gereken ama diğer ikisini aklımın ucundan bile geçiremiyorum, oralara ulaşmak için resmen Er Ryan'ı Kurtarmak oynamam lazım. Bulundukları yer de Hitler'in karargahı gibi birşey. O yüzden geriye tek olasılık kalıyor, o kütüphanede de az birşeyler var. Şahane bir durumdayım yani. Hocam valla daha fazla bulamadım, bir şekilde hayatta kalmak için kütüphaneye gidemez, araştırma yapamazdım derim artık. Hayır gerçekten kafayı üşütmek üzereyim. Yarın için yüz tane senaryo oluşturdum kafamda, nerden nasıl binerim, hangi araçla giderim, nerden birşeyler atıştırabilirim, ya kütüphaneye saldırırlarsa ne yaparım, otobüs mü tren mi, hangisinden kaçmak daha kolay olur, o parkın oradan geçmeden nasıl kursa giderim, peki ya köprüyü ne yapacağız o daha yaş iş, peki hadi kendimi mayın tarlasına attığıma değmezse bulamazsam kütüphanede yeteri kadar materyal? Hayır anlamıyorum ki niye artık herşeyi dijitalleştirmiyorlar inatla? Gazeteler bile kağıt olarak yayınlanmayı bırakıyor tek tek, bu kütüphanelerin derdi ne?
Ne yapacağım bilmiyorum. Herkes her gün işlerine okullarına gitmeye devam ediyor değil mi, benim derdim de neyse. Ama yarın da çok sakat ya.

2 yorum:

  1. Hangi kütüphaneye gitmeye çalışıyorsun bilemedim ama Boğaziçi Üniversitesinin kütüphanesini deneyebilirsin gibime geldi, görece olarak merkezi yerlerden uzaktır ve materyal olarak ne aradığını bilemesem de işine yarar diye düşünüyorum. Hatta gitmeden aşağıdaki link ile aradıkların var mı diye kontrol edebilirsin. Umarım işine yarar :)

    http://seyhan.library.boun.edu.tr/search*tur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef, Ankara'dayım ben. Gerçi "maalesef"mi bilemedim şimdi, bu durumda Ankara'da mı İstanbul'da mı olmak daha tehlikeli veya daha iyi. Tarih-Arkeoloji konularında materyal arıyorum sunumlara burada da Türk Tarih Kurumu'na gidiyorum mecburen. Ama teşekkür ederim yine de ;)

      Sil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...