3 Kasım 2013 Pazar

Reign - sezonun yeni Britanya tarihi dizisi

Sene 1557. Henüz 15'indeki müstakbel İskoçya kraliçesi Mary, hain emeller peşindeki İngiltere tahtından saklanma yeri olan rahibe manastırındadır. Koyunlar, keçiler, yemyeşil kırların ortasında bembeyaz rahibeler ve çocuklarla bezeli bu pastoral tablonun ortasına Mary'nin yemeğinden zehirlenerek ağzından burnundan kulağından kan fışkıran bir rahibe görüntüsü bomba misali düşer. İngilizler Mary'ye yine ulaşmış, pis komplolarını devreye sokmuşlardır. Mary apar topar Fransa sarayına gönderilir. Öyle ya 6 yaşından beri müstakbel Fransa kralı Francis ile nişanlıdır, hazır şartlar - ve gençler - olgunlaşmışken düğün bir an önce yapılabilir.
geniş aile

Ama saraya geldiğinde Mary'nin karşılaştığı manzaranın bununla uzaktan yakından alakası yoktur. Şimdiki kral Henry, karısı tüm zamanların gelmiş geçmiş en entrikacı kadınlarından Catherine de Medici, metresi Diane ve hem Catherine'den olma çocukları hem de Diane'den olma oğlu Bash ile sarayda bir eli yağda bir eli balda ve ergen kızlarda, dolaşmaktadır. Duvarlar arasında yüzünü göstermeyen bir hayalet dolaşmakta, Nostradamus - evet bizim Nostradamus! - ise Catherine'in kulağına kehanetler fısıldamaktadır. Mary'nin Francis ile evlilik hayalleri ise sadece hayaldir, çünkü Fransa rüzgar nereden eserse ona göre güç birliği etme politikası izlediğinden, Mary ile Francis tarihi belli olmayan bir zamana ve duruma kadar nişanlı kalacaktır.
catherine de medici ile nostradamus

mary'nin lady'leri
Reign'in bize vaadettikleri hemen hemen böyle. Tarihi her bir şeyi alıp kendilerine göre eğip bükerek, Gossip Girl'ü One Tree Hill'i ve daha pek çok gençlik dizisini karıştırarak ortaya Reign'i çıkarmışlar.

16.yy.Fransa sarayında böyle partiler oluyor

bu saç bandına bayıldım gittim ben
Peki kim bu Mary derseniz, kendisi İskoçya kralı V.James'in yaşayan tek çocuğu olarak daha 6 aylıkken babasının ölümü üzerine kraliçe ilan edilmiş Mary Stuart. Hatırlarsanız bu Tudors'taki VIII.Henry'miz vardı ya hah işte onun kızkardeşinin torunu oluyor Mary. Reign'in anlatmaya başladığı yıldan bir yıl sonra evleniyorlar ve sonraki yıl da kral ölünce Francis kral oluyor. Böylece Mary, Francis ölene kadar ki zavallıcık ancak 17 ay daha yaşıyor, Fransa kraliçesi oluyor. Francis ölünce İskoçya'ya dönen Mary orada kuzeni olan Darnley Lordu Henry Stuart ile evleniyor ve tek oğlu James'i dünyaya getiriyor. Kocası ölünce bu kez de Bothwell Earl'ü James Hepburn ile evleniyor. Bu sırada yine hem Tudors'tan hem de Cate Blanchett'li Elizabeth filmlerinden hatırlarsanız, İngiltere tahtında Elizabeth var ve altın bir çağ yaşanıyor. Mary ise İngiltere tahtının kendisinin olduğunu iddia edip isyan çıkartıyor. Kraliçe Elizabeth de Mary Stuart'ı yaklaşık 19 yıl rehin tuttuktan sonra bu ihanetinden dolayı onu idam ettiriyor.
gerçek mary ile bizim mary
Tarih kitaplarının kızıl saçlı, ela gözlü güzel mi güzel bir kadın olarak anlattığı Mary'yi filmde kumral saçlarıyla ve toparlak yüzüyle Samantha Morton canlandırmıştı. Reign'de de koyu saçları, kahverengi gözleriyle Adelaide Kane'i Mary olarak izliyoruz. Francis olarak Toby Regbo - kendimi valla kötü hissediyorum ama elimde değil - pek güzel. Kralın asıl aşkı metresinden olan oğlu ve gözdesi Sebastian'ı (Bash) ise Tudors'tan hatırlayabileceğiniz Torrance Coombs canlandırıyor. Belki de Tudors'taki rolünden ve halinden dolayı, ben kendisinden hiç hazzetmedim burada.
resim tv.com'dan. ama şu surata bakar mısınız.
Reign'de şimdilik herşey entrika dolu gençlik dizisi kıvamında devam ediyor. Her bölümde Mary'ye Vogue kapağından kıyafetler giydiriyorlar, Mary'nin eşlikçisi olan ergen kızlarımız ve müstakbel kraliçemiz arasında trip atmacalar oynanıyor. Öyle bir ortam öyle bir dizi. Ha ama eğlenceli mi, eğlenceli. Hele öyle müzikler var ki. Hangi dizide bu kadar çok The Lumineers duyabiliyoruz değil mi?

Dünya tarihini dizilerden öğrendim ya bu arada. Te allahım.

2 yorum:

  1. Bu sene ingiliz tarihi dizimiz de bu demek ki. Adamlar inat etti, tüm tarihlerini dünyaya öğrettiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla böyle muhteşem yüzyıl gibi iki üç dizimiz daha olsa şu ülkede kpssden alesten ve daha ne kadar sınav varsa ondan, 70'in altında alan olmaz, bunu da buraya yazıyorum :p bizimkiler de inat etse gerçi ortaya fatih gibi şeyler çıkıyor, neme lazım.

      Sil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...