9 Şubat 2013 Cumartesi
The Lumineers'in "Stubborn Love"ı
O kadar güzel ki. Bana tüm çocukluğum boyunca yaptığım araba yolculuklarını hatırlattı. Tıpkı böyle arka koltukta camdan dünyaları izleyişimi, çıt çıkarmadan hayaller kuruşumu, insanları, yaşamları, şehirleri görüşümü...En mutlu hissettiğim zamanlardı onlar, arka koltukta, kimi zaman fındık çuvallarıyla, kara lahana demetleri arasında, camdan görünen milyonlarca dünyanın kıyısında.
The Lumineers'i size daha genişçe anlatmak istiyorum bir ara aslında ama korkuyorum, onların da başına bir şey gelecek ben sevdim dinliyorum diye (Öyle kötü bir şey demiyorum canım, hani The Civil Wars gibi ayrılırlar falan gibisinden.).
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"
Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Bir Makedonya halk şarkısı bu. Jovana kızın ismi, Jovanke de hani Jovanacığım demek gibi. Bir tür Romeo&Juliet durumunu anlatıyor ucunda...
-
İlk bölümde ( Ben Barnes'lı Filmler 1 : Bigga Than Ben (2007) ) "Bigga Than Ben" ile perdeye transfer olduğunu gördüğümüz Be...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder